Sinan Erdem
Spor Salonu, kısa tarihinde,
12 Dev Adam'ın
uzun tarihinin en önemli maçlarından birine ev sahipliği yaptı. Adeta
final havasında geçen ancak
savunmaların genelde ikinci planda kaldığı
Sırbistan -
İspanya maçından sonra
herkes kıran kırana bir maç için saat 21:00'i beklemeye başladı. Beklediğimize de değdi! Yine muhteşem
12 Dev Adam, yine muhteşem bir seyirci ve 95-67'lik galibiyet...
Takımlar ısınmaya çıktığında ilk mutluluğumuz
Kerem Tunçeri'yi
sahada görmek oldu. Onun
saha içi organizasyonu, muhteşem işleyen çarkımızın merkezindeydi. Klasik ilk beşimiz ile
sahada yer alınca,
Slovenya'yı yenme umudumuz daha da artmıştı.
NACHBAR KORKUTTU
Maça iyi başlayan taraf
Slovenya idi.
Özellikle Bostjan Nachbar'ın
sayıları, Goran Dragic'in penetreleriyle delinen
savunmamız, kısa sürede 10
sayı yememize neden oldu ki bu, ortalamamızın çok altında idi.
Ancak bir de olayın
hücum boyutu vardı.
Slovenya gibi atarak
kazanmaya çalışan bir
takım, karşısında Hırvatistan'ı bulmadı ki
sayı düellosuna girsin! Hidayet ve Ersan ile, o kısa süreli kriz anında ayakta kalıp
skoru başa baş götüren
takımımız, ilk 5
dakikada 11
sayı yedikten sonra
savunmasını bir hatta iki kademe yükseltti ve ikinci beş
dakikada sadece 3
sayı yedi ve
hücumda Ömer Aşık dışındaki ilk beş
oyuncularımızdan eşit katkı alarak çeyreği 27-14 galip bitirdi.
İlk çeyrekte iki
sayılık atışlarda yüzde 75, üçlüklerde ise yüzde 80 ile harika isabet yüzdeleri tutturduk. 7 asistle de harika bir
takım oyunu örneği sergiledik.
YOK MU BU TAKIMDA ÇÜRÜK ELMA?
İkinci yarıya yine rotasyonla başladık. Rakibe göre taktik değil, kendi bildiklerimizi uygulayarak yolumuza devam ediyorduk. Sinan Güler de bildiğini okuyordu! Yine iki üçlükle
takımıza hayat verdi.
Daha sonra Tanjevic, Hidayet'i iki
numara, Kerem Gönlüm'ü üç numarada
oynatmaya başladı ve bu beş,
hücumda kısa süreli bir kriz yaşamamıza neden oldu. Ancak yine de
savunmamızla 20
sayı barajına dayanan
farkı o civarlarda tutmayı başardık ve soyunma odasına 50-31 galip gittik.
Girenin çıkanı aratmadığı
takımımız, 20 dakika sonunda 10/14 iki
sayı (% 71), 8/11 üç
sayı (% 73) isabet yüzdeleriyle izleyenleri mest ederken basın tribünündeki yerli yabancı tüm medya mensuplarının haklı övgüsünü aldı.
İlk yarıyla ilgili bir diğer önemli not ise, maç saatine dek ödümüzü kopartan Jaka Lakovic'in, maçtaki ilk
basketi üçlük olarak attıktan sonra hücumda
Ömer Onan ve Sinan Güler kelepçesinden kurtulamaması oldu.
ARJANTİN MAÇI DERS OLMUŞ!
İkinci yarının başı da, ilk çeyreğin bir benzerine sahne oldu. Karşılıklı
sayılarla maçta 25.
dakika 59-39 geçildi.
Ardından Ersan ve Ömer Onan sahneye çıktı ve
farkı yeniden açmaya başladı. Artık
fark 30
sayı barajına dayanmıştı.
Taraftar coşmuş, Slovenler çökmüştü. Çarkımız kusursuz bir biçimde
işlemeye devam ediyordu.
Kısa süreli bocalamalarda bile hemen toparlanıp yeniden ritmimizi buluyorduk. Rakip için kötü olan ise, bu ritmi hangi
oyuncuyla bulacağımızı asla bilememeleri... Bazen Ersan, bazen Sinan, bazen de Hido...
71-43 üstünlüğümüzle biten 3. çeyrek sonunda iki
sayı isabet yüzdemiz yüzde 71, üç sayı isabet yüzdemiz ise yüzde 63 idi...
Slovenya'dan bunu bekleyenler, tam tersi bir sahne ile karşı karşıyaydılar...
Efes Cup'ta kaybedilen
Arjantin maçı geldi aklıma. Nasıl da
farkın erimesini izlemiştik. Ancak o maç sonrası, "Bu
sonuç ders olursa kazanan biz oluruz" diyenler şu an mutluluktan uçuyor olmalı...
BU FARK KAPANIR MI?
Son çeyreğe 28
sayı farkla galip girmek ister istemez yayları biraz gevşetir. Bizde de bu durum gerçekleşti ancak işin hücum kısmında da aktif olunca bu durum bizi fazla etkilemedi. Yedek beşimizle sahadaydık. Sinan Güler, Cenk Akyol,
Oğuz Savaş rakip
potada hala atıyorlardı. Biraz daha istekli olsak 100
sayı atar, 30
sayı fark yapar,
taraftarın istediğini verirdik ancak zorlamaya gerek yoktu. Rakibe saygı duyduk. Ancak en önemlisi bir kez daha
dünyanın saygısını
kazandık.
Şampiyonluk şarkıları eşliğinde 95-68 ile son dörde kalıp
Sırbistan'ın rakibi olduk.
12 Dev Adam'ın 12'si de, Tanjevic de, Orhun hoca da, Nihat hoca da muhteşemdiler. Ancak Sinan yine gönüllerde
özel bir yer aldı gibi. Hido atar, Ersan atar ama Sinan bu turnuvada çok
özel bir ödülü hak eder...
Artık rakip
Sırbistan. Maçımız ise Cumartesi saat 21:30'da... Sırplar ve Yunanlılar ile bu seviyede karşılaşmayı oldum olası istemem.
Saha içi gibi
saha dışında da
mücadele gerek çünkü... Ama bu inanç ile bir ABD-Türkiye
finali artık çok daha gür bir sesle dillendirilecek.
Beklentilerimiz büyüdü 12 Dev Adam!
Bronz madalya da kesmez bizi artık. Bunda da tüm suç sizin!
TÜRKİYE: 95 - SLOVENYA: 68
Salon: Sinen Erdem
Hakemler: Jose Anibal Carrion (Porto Riko), Anthony Jordan (ABD), Christiano Maranho (Brezilya)
Türkiye: Kerem Tunçeri 10,
Ömer Onan 10, Hidayet 10, Ersan 19, Ömer Aşık 9, Semih 6, Sinan 12, Ender 5, Kerem Gönlüm 4, Oğuz 8, Cenk 2, Barış
Slovenya: Lakovic 8, Dragic 5, Nachbar 16, Zupan 3, Brezec 10, Vidmar, Becirovic 16, Slokar 10, Jagodnik, Rizvic, Udrih
1. Periyot: 27-14
Devre: 50-31
3. Periyot: 71-43 5
Faulle Çıkan: 38.07 Vidmar (Slovenya)
HABER: Sedat BALCI
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder